Buzdolabınızda yumurtanızın kalmadığını daha siz markette iken öğrenmek istemez miydiniz?
Peki ya sabah uyandığınızda kahvenizi içebilmek için yatağınızdan kalkmadan su ısıtıcınızı akıllı telefonunuzdan çalıştırabilmeyi? Tüm bunlar artık ‘nesnelerin interneti’ ile mümkün.
İlk örneği 1990 yılında kahve makinesinin boş olup olmadığını kontrol edebilmek için kurulan kameralı sistem ile fikir olarak ortaya çıkan nesnelerin interneti daha sonradan asıl adını almaya başladı. Orijinal ismi internet of things (IoT) olan ‘’Nesnelerin İnterneti’’ kavramı teknoloji öncülerinden Kevin Ashton tarafından ilk defa 1999 yılında ortaya atıldı. ‘Nesnelerin interneti nedir?’ derseniz ‘’Cihazların birbirleri arasında iletişim kurması mantığına dayanarak kullanıcıların hayatlarını kolaylaştıran bir teknolojidir. ‘’ tanımını yapabiliriz.
Nesnelerin interneti için radyo frekans tanımlama teknolojisi altyapı olarak kullanılırken aynı zamanda NFC, barkodlar, QR kodlar gibi teknolojiler de kullanılmaktadır. Kablosuz internet ile bu teknoloji fikri daha da gelişerek bugünkü halini aldı. Mobilin gelişmesiyle de artık evimizde, arabamızda veya ofisimizde diğer cihazları akıllı telefonlarımızla kontrol edebiliyor hale geldik. Bu teknolojiler geliştikçe büyük markalar da artık bu tür teknolojileri müşterilerine sunmaya çalışmaya başladılar. Bir örneğini geçtiğimiz aylarda dünyanın 4. büyük şirketi GE’nin ’nesnelerin interneti’’ üzerine çalışan Quirky partnerliğini duyurduğundaöğrendik.
Geleceğin en çok konuşulan teknolojilerinden biri olacak olan nesnelerin interneti için dijital servis tasarımı danışmanı olarak servisler veren global marka Fjord’un kurucusu Mark Curtis geçtiğimiz günlerde nesnelerin internetinin bir sonraki trendlerden birinin olacağından bahsetti. Fjord’un her sene yayınladığı 2014 trend raporunda nesnelerin internetine yer verildi. Görünüşe göre 2014 yılında ‘‘nesnelerin interneti’‘nden daha fazla bahsedeceğiz.
Mobil dünyasında yaşıyor olmamız nesnelerin internetinin gelişimini tetikliyor. Bilim kurgu dünyasında gördüğümüz tüm fikirler gün geçtikçe gerçekleşirken nesnelerin interneti teknolojisi de bize fayda sağlamaya başlıyor. ‘Nesnelerin interneti’ dediğimiz geleceğin teknolojisinin en büyük faydaları son kullanıcının hayatını kolaylaştırması, zaman ve maliyetin azaltılması ve daha iyi bir müşteri deneyimi sunulması. Peki ya rakamlar ne diyor? 101 milyar dolarlık teknoloji şirketi CISCO da Eylül ayında yayınladığı ’internet of things’ raporuna göre 2020 yılında 37 milyar ‘şey’in birbirine bağlı olacağı ön görülüyor. Ayrıca 2022’ye kadar 14.4 trilyon $ maliyet-yarar değeri katacağı tahmin ediliyor.
Peki şu anda ‘nesnelerin interneti’ hayatımızda nasıl yer alıyor?
* Doorbot: Evininizin kapısını siz evde yokken de açabildiğiniz bir dünya istemez miydiniz? Doorbot tam da bunu yapıyor. Akıllı telefonunuzla ev diafonunun iletişimi ile geliştirilen Doorbot nesnelerin internetinin bilinen örneklerinden. 1 milyon $ yatırım almış olan girişimin temel çalışma prensibi kablosuz internet üzerinden iletişim kurması üzerine kurulu.
* PowerUp: Bluetooth üzerinden akıllı telefon ile bağlantı kuran PowerUp ile yaptığınız kağıt uçaklarınızı çok kolay bir şekilde uçurabiliyorsunuz. Kickstarter’da 50.000 $ toplama hedefi olan girişim şu ana kadar 900.000 $’a yakın bir fontoplamış durumda.
* iKettle: Sabah uyandığınızda mutfağa gitmeden su ısıtıcısının düğmesine basmadan akıllı telefonunuzdan kontrol edebileceğiniz bir su ısıtıcınız olsun istemez miydiniz? iKettle ile suyunuzun sıcaklığını uzaktan da ayarlayabiliyorsunuz. Nesnelerin interneti bu gibi ufak dokunuşlarla hayatımızı her şekilde kolaylaştırıyor.
* Nest: Dünyada ‘’nesnelerin interneti’’ denilince akla gelen ilk girişimlerden olanNest akıllı ev sistemleri üzerine çalışmaktadır. 2013 başında 80 milyon $ yatırım alan girişim daha öncesinde de akıllı termostatı duyurmuştu.
İkinci olarak da duman dedektörünü duyurdu. Akıllı telefon ile iletişim halinde çalışan duman dedektörü telefon üzerinden acil durumlarda uyarı veriyor.
* Birdi: Geçtiğimiz günlerde de Nest’in aynı alanda bir rakibi IndieGogo’da kampanya başlattı. Hava kirliliği, nem ve sıcaklığı da ölçen Birdi şu anda 50.000$’lık ehedefinin yarısına ulaşmış durumda.
* Revolv: Amerika merkezli girişim olan Revolv akıllı ev sistemleri üzerine geliştirilmiş en güzel nesnelerin interneti örneklerinden. Evinizdeki müzik sistemli, akıllı ampülleri, elekktrik prizleri gibi akıllı cihazları Revolv ile yönetebiliyorsunuz. Daha fazla cihazı desteklemesi ise çok zaman almayacak gibi görünüyor.
* SmartThings: Nest gibi adını çokça duyduğumuz SmartThings yine Kickstarter projelerinden biri. 250 bin $ toplamayı hedeflerken 1.2 milyon $ toplayarak hedef rekorunu çokça aşmış olan SmartThings dünyanınızı daha akıllı hale getirmek için çalışıyor. SmartThings akıllı telefonunuzla evinizdeki sistemleri kontrol edebilmenizi sağlıyor.
* Pebble: Nesnelerin interneti ilk örneklerinden olan Pebble Kickstarter’da başlattığı kampanyada 10 milyon $ toplayarak çok büyük bir başarı yakaladı. Hatta Pebble’ın yaratıcısı Eric Migicovsky’i 2012 yılında Webrazzi Summit’te dinlemiştik. Akıllı telefonunuz ile iletişim halinde olan akıllı saat Pebble en son Mercedes-Benz ile anlaşarak olayı bir adım ileri götürüp araç bilgilerini kontrol edebilmeyi sağlayacak.
KAYNAK : http://blog.turkcell.com.tr/nesnelerin-interneti-dunyamizi-nasil-degistirecek (Kübra Zengin )