Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson bir keresinde “Sokak, nasıl kullanılacağını kendi kendine bulur.” demişti. Teknoloji her ne için geliştirilirse geliştirilsin, onun nasıl ve ne için kullanılacağı insanlara bağlı. Aynı zamanda bu teknolojilerin kullanılacağı ortam da buna bağlı bir değişim gösterecektir.
Gibson’un düşüncesi 2100 yılında nasıl gerçeğe dönüşebilir? Yapay zekâ, otomasyon teknolojileri, şehirleşme ve her geçen gün gelişen insan-makine ilişkisi geleceğe dair ilginç bir tablo çiziyor.
Birleşmiş milletlere göre 2100 yılına gelindiğinde dünya üzerinde yaşayan 10.8 milyar insanın %84’ünün şehirlerde yaşaması öngörülüyor. Muhtemelen dünya yüzeyini sarmış onlarca mega şehirde… Fakat bunlar, hayalini kurduğumuz fütüristik, mükemmel mega şehirler yerine, iklim değişikliği sebebi ile kendilerini yükselen su seviyesine ve tehlikeli hava koşullarına karşı korumaya almış şehirler olabilir. Özellikle New York, Şanghay gibi deniz kıyısında olan şehirler…
Tabii ki geleceğin mega şehirleri sadece insanlarla dolup taşmayacak. Makineler ve robotlar da bu ekosistemin bir parçası olacaklar. Cisco’ya göre sadece 2020’ye kadar 50 milyar makine endüstriyel internet sayesinde sürekli online olacak.
Silikon Vadisi’nde yer alan Gelecek Enstitüsü araştırmacılarından Alessandro Votto, “Birbirlerine bağlı halde olan milyarlarca makine, düzenin dışındaki varlıklar olmayacak. Tam tersine bedenimizde ve şehrin her yerinde olduklarından, bizi ve kendilerini şehrin bir parçasına dönüştürecekler” diyor. Örneğin, üzerimizde bulunacak ve sağlığımız için gözlem yapacak olan sensörler, biz farkında olmasak bile bizi şehrin sağlık sistemine bağlı tutacak ve vücudumuzdaki en küçük değişimlerin bile analiz edilebilmesini sağlayacak. Ya da tenha bir yerde ani bir kalp krizi geçiren birine yardım gitmesi için artık birinin onu tesadüfen bulması gerekmeyecek. Ayrıca protezler için geliştirilen akıllı teknolojiler de makine-insan bağını daha da güçlendirecek ve onları gerçekten bir parçamız haline getirecek.
Bütün avantajlarına rağmen birçok insan geleceğin dünyasında “bağlantısız” olmak istiyor. Bu tamamen kişisel bir seçim. Gelişen teknolojilerin nasıl kullanılacağını ve nasıl fadyada dönüştüreceğimizi insanlar olarak hep beraber belirleyeceğiz.