Starbucks, veri analiziyle kişiselleştirme alanında ilklere imza atıyor

    “Her nefesinde… Her hareketinde… Her adımında… Seni izliyor olacağım.” Perakendeciler ve alışverişçilerin dijital çağda nasıl etkileşim kurduğunu düşündüğümüzde, The Police grubunun 1980’lerde hit olan parçasının bu nakaratı aklımıza geliyor. Günümüzde dünyanın her yerinden şirketler, müşteri davranışlarını analiz etmekle görevlendirdikleri çalışan ordularıyla daha iyi bir deneyim sunmayı ve kâr arttırmayı amaçlıyor.

Starbucks*, 45 yıl önce açıldığı günden bu yana pazardaki lider konumunu korumak için teknolojiden büyük ölçüde faydalanıyor. Bu kahve zinciri, dünya genelinde akıllı fırınlar, akıllı kahve makineleri, en ileri teknoloji mobil ödeme sistemleri ve hatta kablosuz şarj merkezleriyle donattığı 24 bini aşkın mağazaya sahip.

300 sayfa olan veri raporları, 11 ana performans göstergesine (KPI) indirildi

Kahve devi, bilgiye dayalı kararlar almak için Atlas haritalama ve BI platformundan faydalanıyor

Yılda 4 milyarı aşkın içecek servis eden Starbucks*, büyük miktarda veri üretiyor

Ancak bu başarının sırrı veri analizinde yatıyor. Veriler Starbucks için o kadar büyük önem taşıyor ki kendisini bir teknoloji şirketi olarak tanımlayan kahve devi, iş kararlarını verilerden elde ettiği modellere dayanarak alıyor. 87 bini aşkın içecek kombinasyonu, yılda 4 milyar içecek servisi ve 12 milyonu aşkın sadık müşterisiyle Starbucks Genel Merkezinde süzgeçten geçirilmesi gereken tonlarca veri bulunuyor.

Konumunuz Çok Önemli

Veri analizlerinden faydalanan Starbucks, envanter optimizasyonu yaparak, israfı en aza indirip ve üretkenliği arttırarak genel verimlilik artışları elde etti. Ancak asıl ilginç olan, Starbucks’ın verileri yeni tarifler üretmek, mağaza konumlarını seçmek, menüleri özelleştirmek ve promosyonlar hazırlamak için kullanıyor oluşu.

Starbucks’ın bünyesindeki en önemli araçlardan biri, coğrafi bilgi sistemleri (GIS) şirketi Esri* tarafından geliştirilen haritalama ve iş zekası platformu Atlas*. Bu sistem, kahve zincirinin değişen hava koşullarını izleyerek sıcak ya da soğuk içeceklerin tanıtımını tam zamanında yapmasını sağlıyor. İş zekası yazılımı, yeni mağaza konumlarının seçilmesinde de önemli rol oynuyor. Starbucks, her büyük caddenin bir köşesine mağaza açmak yerine, trafik durumu, nüfus yoğunluğu, ulaşım bağlantıları ve ortalama gelir düzeyleri gibi temel ölçütleri değerlendiriyor. Böylece şirket yeni bir mağazanın potansiyel yatırım getirisi hakkında fikir sahibi oluyor.

Starbucks’tan öğrenilecek en önemli derslerden biri de basitliğin gücünden faydalanmak. Şirket, eskiden yöneticilerin ve bölge müdürlerinin işlemesini ve kullanmasını imkansız hale getiren çok karmaşık 300 sayfalık raporlar hazırlıyordu. Starbucks artık kolaylıkla görselleştirilen ve işlenen verilerden faydalanmayı mümkün kılan 11 ana performans göstergesine odaklanıyor.

Cappuccino’nun yanında kurabiye ister misiniz?

Her sabah cappuccino almak için Starbucks’a uğruyorsanız, Starbucks’ın en sevdiğiniz kahveden atıştırma alışkanlıklarınıza kadar her şeyi biliyor olması sizi şaşırtmayacaktır.

Şirketin 2016 yıllık hissedarlar toplantısında konuşan Starbucks CTO’su Gerri Martin-Flickinger “Elimizde insanların neyi, nereden, nasıl satın aldıkları konusunda birçok bilgi var. Bu bilgileri, hava durumuna uygun promosyonlar, yerel etkinliklere ilişkin envanter görüşleri gibi diğer bilgilerle bir araya getirdiğimizde, müşterilerimize daha iyi bir kişiselleştirilmiş deneyim sunuyoruz,” diyor.

Şirketin CTO’su, daha önce gitmediğiniz bir mağazaya girdiğinizde her zaman içtiğiniz içeceklerin otomatik olarak sipariş ekranında belirdiği bir gelecek hayal ediyor. Sistem, hoşunuza gideceğini düşündüğü bir ikramı bile gösterebilir. “Kulağa çılgınca mı geliyor? Hayır, aslında hiç de değil. Önümüzdeki aylarda ve yıllarda insanlarla daha iyi etkileşim kurmak üzere temel amaçlar doğrultusunda çalışmaya devam ettiğimizi göreceksiniz,” diye devam ediyor Martin-Flickinger.

Intel’de EMEA Perakende, Konaklama ve Tüketici Malları Sektörü Stratejisi Üst Düzey Sektör Danışmanı olan David Dobson’a göre Starbucks’ın bu yaklaşımından öğrenilecek çok şey var. “Artık yalnızca rapor hazırlamak yeterli değil. Verileri yorumlayabilecek, gelecekteki trendleri tahmin edebilecek ve rakiplerin önüne geçmek için harekete geçirilebilir görüşler oluşturabilecek çalışanlara yatırım yapmak gerekiyor.

“İşin iyi yanı ise, artık her şirketin analiz gücünden faydalanmasını sağlayacak platformların ve araçların pazarda bulunabiliyor olması. Intel olarak, açık kaynaklı platformlar sağlamak ve şirketleri ürettikleri verilerden en iyi iş değerini elde etmelerini sağlayacak uygun ortaklarla eşleştirmek için çaba gösteriyoruz.”

KAYNAK : http://www.intel.com.tr/content/www/tr/tr/it-managers/starbucks-analytics.html

İlginize Çekebilir

Türk Telekom 5G white paper

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir